Ürün Detayları
Bu içerik ArtSound mağazası tarafından hazırlanmıştır.
Radyo Günleri 4 - Safiye Ayla'dan Şarkılar
VE SAFİYE AYLA…
1920'li yıllardan itibaren "Bayan Safiye", "Safiye Hanım" ya da “Safiye Targan” adlarıyla yüzlerce taş plak doldurmuştu O. Kadife gibi sesiyle, sakin ve bağırmadan söylediği şarkılarla uzun yıllar boyunca Türk musikisinin en sevilen seslerinden biri olmayı başarmıştı.
Atatürk’ün huzurunda şarkı söyleyen az sayıda ses sanatçısından birisi olmuştu O. Artvizyon, değerli sanatçı Safiye Ayla’yı en güzel şarkılarından yaptığı seçkiyle, sevenleriyle buluşturuyor. Hem de radyolu zamanlara giderek.
Seçkide anonim şarkılar yanında Sadettin Kaynak’ın “Menekşelendi Sular” şarkısından Griftzen Asım Bey’in ünlü “Cana Rakibi Handan Edersin” şarkısına kadar uzanan musiki severlerin bıkmadan dinleyecekleri, musikiye gönül vermiş gençlerin ise şarkıların klasik üsluba uygun okunuş tavrından, sesin-nefesin doğru kullanımına kadar ders alacağı bir albüm ortaya çıktı.
Baki Süha Ediboğlu ve Mesut Cemil’in anonslarıyla bir belge niteliği taşıyan SAFİYE AYLA’DAN ŞARKILAR “Radyo Günleri” albümü tüm müzikseverlerin ilgisini çekecek inancındayız.
İşte pek çok şarkı arasından büyük titizlikle yaptığımız seçkimiz huzurlarınızda…
SAFİYE AYLA
Safiye Ayla’yı anlatmak , O’nun hakkında bir şeyler yazmak günümüzde
çok zor bir iş çünkü bu yazıyı okuyacak olanların içinde acaba kaç kişi bu
büyük sanatkarın şöhretli dönemini hatırlayabilecektir. O’nun eşsiz sesiyle
gönüllerde ne fırtınalar kopardığını , musikimizin birbirinden değerli
eserlerini söylediğinde dinleyenleri nasıl mestettiğini günümüzde acaba
kaç kişi biliyordur. Türk müziğiseverler O’nu sorduğunuzda , bir devrin
önemli bir sesi olduğunu ve Atatürkün huzurunda da şarkı söylediğini
anlatacaklardır . Halbuki Safiye Ayla Türk Müziğinde bir ekoldür.
Kimsenin tesirinde kalmadan , aldığı musiki eğitimi ile ve Allah vergisi
kudretli sesi ile döneminde yıldız olmuştur. Safiye Ayla’nın hayatı bugüne
kadar defalarca yazılmıştır. Annesiz ve babasız bir çocuk olarak “ Dar-ül
Eytam “ da yetiştiği, orada ilkokulu bitirdikten sonra Şeyh Servet Efendi
tarafından evlat edinildiği,yine Servet Efendi’nin yardımı ile Bursa Kız
Öğretmen Okulu’na gönderildiği, Konya ve Adana Kız Öğretmen
Okullarında da okuyup mezun olduğunda ilk olarak Halıcıoğlu’nda bir
ilkokulda öğretmen olduğunu biliriz. İlkokul öğretmenliği sırasında
sesinin güzelliğinin fark edilmesi ve Kemani Mustafa Sunar’ın tavsiyesi ile
ilk plağını doldurur. “Sevda Yaratan Gözlerini Her
Zaman Öpsem“ ( 1930 ) Yesari Asım Arsoy’un bu segah şarkısı ile bir anda
meşhur olur. Yesari Asım Arsoy’dan da çok istifade eder. Daha sonra müzik
çalışmalarını Darüttalim-i Musiki Heyeti’nde sürdürür. Bu heyetin saz
topluluğu devrin ünlü saz salonlarından Mulenruj’da da sahne çalışmaları
yapmakta olduğundan o da ilk olarak 1931 de bu gazinoda sahneye çıkar.
Artık sahnelerde “Safiye “ devri başlamıştır. Küçük Çiftlik, Londra
Birahanesi, Belvü, Maksim gazinolarında sahneye çıkar.
Odeon firmalarından plakları yayınlanır. Eski İstanbul Radyosu’nda
program yapar. Sesinin güzelliği herkesin dilindedir. Musiki ile yakından
ilgilenen Atatürk’de bu sesin sahibini tanımak ister . İlk olarak İstanbul
vali muavini Nuri Bey’in Şişli’deki evinde Atatürk’e şarkı söyler. Bir başka
mecliste Atatürk kendisinden “ Mani Oluyor Halimi Takrire Hicabım “
şarkısını ister. Safiye utanarak o şarkıyı bilmediğini söyleyince Atatürk bu
şarkıyı kendisine söyler sonra Safiye yeni öğrendiği bu şarkıyı aynen tekrar
edince Ata’nın kendisine olan hayranlığı bir kat daha artar. O tarihten sonra
Ata’nın huzurunda defalarca konser verir. Safiye Ayla uzun süreler aynı
gazinoda her gece sahneye çıkmaktan hoşlanmadığı için sık sık sahne
çalışmalarına ara verir. Bu arada büyük aşklar da yaşar. Kavalalı
Hüsamettin Bey , gazeteci Naci Sadullah en bilinenleridir. Ünlü
edebiyatçılar da Safiye’ye hayrandır. Sıkça onların meclisinde
bulunur edebi sohbetlerinden istifade eder. Filozof Rıza Tevfik Bölükbaşı
Lübnan’ın Köyü Cunya’da sürgünde iken 2 ekim 1935 de Safiye için bir şiir
yazar, bu şiir Rıza Tevfik’in Serap-ı Ömrüm adlı şiir kitabının 32.
sahifesinde geçer.
Meşhur Muganniye Safiye Hanım’a
Sabah güneşinin şen nuru gibi
Issız ufuklara can verdi sesin
Gönüllerde aşkın zuhuru gibi
Ne güzel ne büyük bir mucizesin
Bir amansız elem-i ruhumda hasret
Sesini duyunca dindi o sızı
Sen ey İstanbul’un füsunkar kızı
Eza-yı ruhumu anladın elbet
Bildin ki sebep yok hasretten başka
Benliğimi sarsan sar’a-i aşka
Müessir sesinde şiirimi inlet
Derd-i hicranımı herkese dinlet
Safiye AYLA için birçok şiir ve yazılar kaleme alındı, bestekarlar onun
İçin şarkılar hazırladı,bir müzikalde başrolde oynadı “ ALABANDA “.
Bu müzikalin şarkıları yıllarca onun tarafından icra edildi ve çok sevildi.
Safiye Ayla 40’lı yıllarda İstanbul Belediye Konservatuarı Türk Müziği
İcra heyetinde de görev aldı . 1949 yılında kurulan yeni İstanbul Radyosu’
nda her Pazar konserler verdi.1950 yılının nisan ayında Şerif Muhiddin
Targan ile evlenerek gazino çalışmalarını bıraktı. Sadece Saray Sineması’
nda yılda birkaç kez konser vererek ve turneler yaparak müzik çalışmalarını
sürdürdü.1952,1954 ve 1955 yıllarında ısrarlara dayanamayarak kısa süreli
birkaç gazino çalışması daha yaptı.1967 de eşinin ölümünden sonra
Rujenuar’da sahneye transparan bir tuvalet ile açıkması büyük sansasyon
yarattı. Ben kendisini 1980 yılında tanıdım. Hilton Oteli’nde düzenlediğim
bir musiki gecesi’nde yer almasını rica ettim ve kırmayarak yıllar sonra
Hamiyet Yüceses, Müzeyyen Senar, Perihan Altındağ Sözeri ile birlikte
Sahneye çıktı.O muhteşem geceye tanık olanlar hala o musiki şöleninin
güzelliğini anlatırlar. Safiye Ayla muhteşem bir ses ve eşsiz bir yorumcu
olmakla birlikte mükemmel bir insan ve çok münevver aydın bir Türk
kadını idi. Onunla birilikte çok güzel anılarımız var birlikte seyahatler
yaptık. Her gün onun bir başka güzel tarafını gördüm ve tekrar tekrar
hayran oldum. Yıllar sonra O’nun için bir şeyler yazmam istendiğinde O’nu
anlatmakta zorlandım. O’nu ifade edecek kelime ve cümleleri bulmakta
güçlük çektim. Bu vesile ile kendisini bir kez daha sevgi, saygı ve rahmetle
anıyorum.
M.ŞAKİR EROĞLU